BAYRAMDA GÖNÜL KÖPRÜLERİ KURALIM

Ramazan hiç şüphesiz  içerisinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesinin de bulunduğu kutlu bir zaman dilimidir. Ramazan bizi değiştiren ve dönüştüren kul olma bilincimizi insan olma şuurumuzu yenileyen bir aydır. Ramazan rabbimizin bir çağrısıdır. Ramazan bizi barış yurduna davet etmek için gelir. Ramazan bizi iyilerden kılmaya, bize iyilik getirmeye, iyiliği yeryüzünde egemen kılmamıza yardımcı olmaya gelir. Ramazan bizleri unuttuğumuz ihmal ettiğimiz güzel hasletleri hatırlatmaya, yeniden kazandırmaya gelir.

Bize kendimizi, Rabbimizi, yanı başımızda varlığının farkında olmadığımız kardeşimizi, annemizi, babamızı, komşumuzu, ailemizi, unuttuğumuz her şeyi bize hatırlatmaya gelir. Ramazan Kur’an ahlakı ile ahlaklanmayı ve bunu bütün bir yıla yaymamız için gelir.

Ramazan Bayramı,  Ramazanda ibadetle, sabırla, kazanılan güzel hasletlerin sevinç ve mutluluğudur. İşte Ramazan bayramı bu sevinç ve mutluluğu içimizde hissederek tüm gönüllere tüm evlere yaymak için güzel bir fırsattır.

Ramazan öncesi yaşanan büyük depremle sarsılan ülkemizde şehirler yıkıldı, evler yıkıldı, şükürler olsun inancımız, imanımız yıkılmadı. Asrın en büyük felaketini yaşayan ülkemizde devlet millet dayanışmasının, yardımlaşmanın da en güzel örnekleri sergilendi ve halen de sergilenmeye devam ediyor.

Depremin ilk anından itibaren din görevlileri olarak bölgede yer aldık. Arama kurtarmadan, cenaze ve defin işlemlerine, manevi destekten yardım işlemlerine her aşamada depremzede kardeşlerimizin yananda yer aldık. Memur-Sen ve Diyanet-Sen olarak yardımlarda bulunduk. Ramazan ayında Genel Merkez olarak Ankara’da bulunan din görevlisi depremzede kardeşlerimiz ve aileleri ile iftar programında buluştuk. Desteğimiz, tüm yaralar sarılıncaya kadar devam edecek.

Depremin burukluğu ile karşıladığımız Ramazan ve Ramazan Bayramı kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi pekiştirmek,  yaralı gönülleri onarmak için bize sunulmuş fırsatlardır. Depremzede kardeşlerimizin, kimsesizlerin, gariplerin yanında olma vaktidir. Maddi manevi desteklerimizi esirgememe vaktidir.

Ramazan’ın amacı eşrefi mahlukat olan insanı bu güzel hasletleri kazanmaya, Kur’an ahlakı ile ahlaklanmaya teşviktir. Bunalan, daralan ruhumuza nefes aldırmadır. Ve asıl amaç tabi ki kazanılan bu güzel hasletlerin bütün yıla bütün bir ömre yayılmasıdır.

Hiç şüphesiz insan sürekli aynı kararda kalamıyor. Yaşadığımız olumsuzluklardan ruhumuz bunalıyor. İşlediğimiz günahlar kalbimizi yoruyor. Yüce Rabbimiz bize kendimizi yenilememiz için sürekli fırsatlar veriyor. En güzel fırsatta tövbe fırsatıdır. İşlediğimiz günahlar kalbimizi karartmadan hemen tövbe etmeliyiz. Çünkü rabbimiz çok affedicidir. Affı sever. Samimiyetle yapılan tövbeleri de geri çevirmez.

Dünyanın geçiciliğini ve asıl yurdun ahiret yurdu olduğunu akıldan çıkarmamak, her canı kutsal kabul etmek, insana yaratandan dolayı değer vermek, kendimizin ve tüm insanların eşrefi mahlukat olduğunu her şeyin insan için olduğunu unutmamak, özel zaman dilimlerini, Cuma günlerini, bayramları, mübarek geceleri ruhumuzu yeniden diriltmek için fırsata çevirmek,  kul olduğumuzun bilinci ile hareket etmek, bu ve benzeri şeyler kazandığımız bu güzel hasletleri muhafaza etmek için bizlere yardımcı olacaktır kanaatindeyim.

Bayramın, Ramazanda kurulan gönül köprülerini güçlendirmeye vesile olmasını diliyorum.

 Aile efradından başlayarak, toplumun her tabakasına, kucak açalım. Depremzede kardeşlerimizi kesinlikle unutmayalım. Bayram alelade bir tatil günü değildir. Onun kıymetini bilelim ve öyle değerlendirelim.

Ramazan Bayramı’nın hem milletimize, hem gönül coğrafyamıza ve acılar içerisinde kıvranan alemi İslam’a ve camiamıza  huzur, barış, adalet ve merhamet getirmesini Yüce  Allah’tan niyaz ediyorum.  Hayırlı Bayramlar…

YORUM EKLE

banner4